Hindistan sonrası Thailand macerası hep aklımızdaydı, bu esnada kızımız büyüdü ve biz de fırsat yarattık, bu seyahati çocuksuz planladık. Bu sebepten 3-4 haftayı geçmemeliydi. Gezmek, çocukla yapılabilecek bir aktivite elbette ki, ama her ailenin her eşin yalnız kalmaya ve maceralara atılmaya ihtiyacı var. Thailand çocuksuz tatil için çok doğru bir lokasyon oldu, gerek gezme, gerek romantizm, gerek kopuk gece hayatı, gerekse partileri ve yemekleri ile bizi oldukça tatmin etti. İtiraf edeyim, kızımla gitseydik kesinlikle en az 2 ay kalırdık.
Bu tür uzakdoğu seyahatlerinde tur olayını sevmiyoruz, hiç tur kullanmadık bugüne dek. Tur, çok bağlıyor insanı, tursuz olunca, aç haritayı canın nereye gitmek istiyorsa git, beğenmedin mi, değiştir, tren otobüs gemi, ne varsa kullan, halkın arasına karış. Çok daha özgür, yollardaki tüm gezginler de böyle yapıyor zaten.
Thailanda uçak biletimizi Emirates’ten aldık. Dubai aktarmalı uçtuk. Emirates iyi bir havayolu, her yere uçuruyor. Aktarmada ise bekleme olmuyor, alana indikten 1 saat sonra diğer uçak kalkıyor. Ama malesef İstanbul Atatürk havalimanı hep rötar yaptığından, gidiş uçağımız 1.5 saat geç kalkınca, biz de dubai-bangkok uçağımızı kaçırarak, 4 saat sonraki uçağı beklemek zorunda kaldık. Kalabalık ve beceriksiz türk kafaları işte. Bu esnada dubai havaalanında gezdik ve biraz da uyukladık.
Dubai-Bangkok uçağı ağzına kadar dolu kocaman bir uçak. Daha önce hindistana giderken ufak uçaklarla uçmuştuk. Şansımıza tam ortada yerimiz, yanımda bir thai amca var. O zamana dek thai insanları hakkında çok bilgim yoktu, uçaktaki ufak tefek çekik ve sakin insanları görünce sevindim, işte yeni bir maceranın başlangıcı. Acaba bu güzel ülke bize ne gibi süprizler hazırlıyordu…
İstanbul-Dubai yaklaşık 4 saat sürüyor ve türkiye saatinden 2.5 saat ileri. Dubaiden Bangkok ise, 5 küsür saat sürüyor. Thailand türkiye saatinden 5 saat ileride. Bu sebepten bir saat şaşması ufak bir jetlag sıkıntımız oluyor. Bir de uçak koltukları süper rahatsız, gece uçmak çok akıllıca değil, insan düzgün uyuyamadığı için yoruluyor. Uçağın akşam yemeği süperdi Dubaiye giderken, kebap yemiştik. Halal kebap :)) ama bangkoka giderken kahvaltı cidden kötü idi. O kadar saat uçakta beklemiş omletler sünger gibiydi cidden.
Yola çıkalı, bekleme süresi de dahil, tam tamına 15 saat falan olmuştu, sabah Bangkok’ta idik. Havaalanı oldukça büyük ve düzgündü. Ben hep hindistan gibi kaotik, karmaşık bekliyordum sanırım. Thailand oldukça cool çıktı karşıma. Biraz pasaport kuyruğu bekledikten sonra güzel Thailanddayız artık.
Yanımızda birer minik sırtçantası var, hem kolay taşıyalım, bagaja vermeyelim, hem de nasılsa herşeyi oradan alacağız diye pek eşya götürmedik. Dubaide zaten ben terliklerimi giymiştim bile. Thailand 12 ay boyunca yaz yaşayan cennet gibi, şanslı ve tropik bir ülke sonuçta. Türkiye fazla kuzeyde, hele İstanbul çok soğuktu, yanıma hiç giymediğim bir ceket almıştım, onu da Bangkok’ta bıraktım zaten, taşımanın bir manası yok.
Havaalanından çıkıyoruz, nemli ama güzel bir hava, sıcak, kokmuyor, gayet güzel. Etrafta hindistandaki gibi saldırgan insanlar yok. Hindistanda havaalanından iner inmez etrafınızda 10-20 kişi toplanır, bazısı sadece bakar, bazısı taxi için sorar, kimi adını sorar, kimisi fotoğraf çektirmek ister, kimisi de otel satmaya çalışır. Hintliler yapışkan, thai ise kesinlikle cool, sevdim bunu. İlk izlenimim buydu.
Havaalanında ilk bulduğumuz araç mercedes bir limo, çok ironik. Backpacker olarak limuzine binmek. Gideceğimiz yer turistik Khoasan Road. Kalacağımız yeri booking.com dan ayarladık, 4 gün Bangkoktayız, dinlenip gezeceğiz. Havalanından Khosan Road yaklaşık 40 dakika, arada trafiğe de takılıyoruz. Thailandda trafik soldan akıyor. İlk dikkatimi çeken, çok düzgün bir akışı olduğu trafiğin. Hiç korna duymadım, sessiz, sakin, saçmalayan yok. Trafik tıkanınca da korna yok. Sukunet dikkat çekici.
Renkler ise değişik, hafif soğuk, mavi, yeşil ve gri sanki. Thai insanlar esmer, sanki filmde gibiyim. Reklamları falan okumak ne mümkün. Thai alfabesi çok güzel ama hiç bir şey anlaşılmıyor. Taksici de zaten ingilizce pek bilmiyor.
Hem yorgunum, hem çok açım, hem de nerede olduğuma dair en ufak bir fikrim yok. Yollar uzun ve düz, geniş geliyor. Birden evden çok uzakta tamamen bilinmeyenin ortasında hissediyorum.
Sonra Khosan Roada geliyoruz, bir iniyorum, yaşasın, harika burası. Sokaklarda yiyecekler, birsürü insan, doanıyor, içenler, yiyenler, dolananlar, kıyafet dükkanları, tam bir kaos ve eğlence yeri belli ki. İlk izlenim temiz olduğu. Temizlik göreceli ama Thailand oldukça temiz bir ülke. Otelimiz çok güzel, çatıda havuzu bile var, çok temiz değil havuz ama bira içip güneşlenmek için ideal.
Eşyaları koyup, çıkıyoruz, ilk bulduğumuz yere giriyoruz. İlk garson bir ladyboy. Hello Thailand, ne sıcaksın sen :))) Biraya veriyoruz kendimizi ve tabiki pad thai. İlk thai yemeğim, muhteşem tabiki. Thai yemeklerini herkes çok övüyordu zaten, evde de kullandığımız pek çok malzemenin ana vatanındayız. Adeta cennet. Her gün bir thai yemeği tatsam hepsini yemiş olur muyum acaba diye düşünüyorum.
Etrafı izliyoruz, insanlar, turistler, içenler, eğlenenler, yoldan geçenler. 2 tane kız lezbiyen çift, minnacık şortları, birisinin eli diğerinin poposunda, öyle yürüyorlar. Rujlu erkekler var, bayıldım buraya, herkes kendi halinde ve özgür. Kimse dönüp bakmıyor, yargılamıyor, yadırgamıyor.
Birkaç polis çarpıyor gözüme, tuktukları çekiyorlar, polisler ciddi ve asabi görünüyor. İlginç, oysa budistler hani sakin insanlardı…o sırada ülkede protesto olayları var hükümete karşı, bizim gezi gibi. Ama biz hiç bir şey görmedik, turistik bölgede sanırım hiç bir şey yok. Bu günü dinlenmeye ayıracağız, uyursak çok ters olacak, o yüzden akşama dek oyalanıyoruz ve akşam 8 gibi uyuyakalıyoruz.
Akşam yemeği sokaktan pad thai, 1 dolara karın doyurmak mümkün, civarda yürüyüş yaparak, elimde yemeğimi yiyorum. Bir 7/11 buluyoruz, asyanın vazgeçilmezi 7/11 gene her yerde. Yanımızda tarak şampuan deodorant bile yok, onları alıyoruz ve garip garip ürünleri inceliyoruz. Bayılıyorum, her yerde kurutulmuş balık cipsleri ve domuz ürünleri, yalnız ekmek yok, rengarenk paketli süslü gıdalar var, japon kafası hakim oldukça. Bol gdolu cipsler, renklendirici gıdalarla dolu.
İlk izlenim olarak beni çok şaşırtmadı Thailand. Türkiyede şehir sevmeyen biri olarak bu şehri çok sevdim, beni içine alıverdi, hemen de alıştım. Tam aradığım seviyede belli ki. Gerek kadınlar, gerek kültür ve din, yemekler, ortam, özgürlük, rahatlık, ısı, iklim…Herşeyiyle tamamdır, doğru yerdeyiz. Tabi şaşırmama sebebim asyaya alışık olmam olabilir. Bu sakin budist ülkeyi tanımak için sabırsızlanıyorum.
omnamashivaom.wordpress.com 